15 49.0138 8.38624 1 1 4000 1 https://yollarbenibekler.com 300 0
theme-sticky-logo-alt
theme-logo-alt
Size Honda NT700V Deauville, bana Küheylan IMG 20190707 151035 651

Size Honda NT700V Deauville, bana Küheylan

Baştan söyleyeyim. Ön kaldırayım, hızlanırken görüşüm bulanıklaşsın diyorsanız, touring motosikletlerle ilgili yazılar size göre değil demektir. Hele ki Honda NT700V Deauville. Şüphesiz ki Honda, önce 650’lik modelini piyasaya sürdüğü Deauville serisini, 700’lük modele yükseltirken, yavru Pan-European fikrini uygulamış, uygularken de abisinin giremediği şehiriçi trafiğine de uyum sağlasın, uzun yolda da keyifle sürülsün demiş. Bunu yaparken de fiyatı makul seviyelerde tutup, Transalp modelinde kullandığı motoru, şaftlı aktarma ile bu modele devşirmiş.

Size Honda NT700V Deauville, bana Küheylan PSX 20190626 205015 200x300Sonuçta Deauville, ağırbaşlı, efendi, yapması gereken her şeyi, gerektiği ve yeterli olduğu şartlarda yapan bir motosiklet. İster işe gidip gelirken, Pazar günü sevgilinizi alıp kahvaltıya giderken, ister hafta sonu tatili için şehir yakınlarında 300-500 km rotalarda sürerken, ister Iron Butt sürüşü denerken kullanın, sizi yoran, nazlanan, sürekli itişip kakıştığınız motorlardan değil.

Lakin ülkemizde tutmamasının sebebi de, bu efendi ve ılımlı halinden kaynaklanıyor. Malum, motor kullananların çoğunluğu “motorun görünürlüğü” (bkz. şekil), “motorun deliliği” (bkz. şekil) ve “motorun sesi, dikkat çekmesi” (bkz. şekil) ile ilgilenirken, bu konular Deauville için pek de önemli görülmemiş. Efendi adam motoru olarak tanımlanabilecek Deaville ile aradığınız pratiklik, konfor ve kullanım kolaylığı ise doğru adrestesiniz.

Şekil demişken, Deauville, yolda gördüğünüzde gözlerinizi alamadığınız seksi kadın değil. Scooter benzeri bir görünümün altında, size yolda eşlik ederken homurdanmak için bekleyen bir motor bekliyor. Bu görünümde, motora entegre yan çantaların etkisi olduğu bir gerçek, ama bu çantalar da, tam manası ile tek kişilik yolculuklarınızda size kolaylık sağlayan en önemli özellik. 50 lt. civarı bir bagaj kapasitesi ile 10 günlük tatilimde, dizüstü bilgisayar dahil, tüm ihtiyaçlarımı rahatlıkla sığdırıp, arkadaki çantasında aksiyon kameralar, yağmurluk vb yolda gerekebilecek eşyalarımı taşıyabilmemle, beni mutluluğa gark eden bir motor oldu Deauville.

Size Honda NT700V Deauville, bana Küheylan PSX 20190708 164848 169x300Kuru ağırlığı 240 kilo civarı olan Deauville, yola çıktığınızda abisi olan Pan-European gibi geniş olmaması ile, trafikte daha kolay kullanılıyor. Işıklarda duracağınızda kombine abs sistemi ile destekli frenler, motoru gayet kolay durdurmanızı sağlıyor. Kalkışta ise şaftlı olmanın yan etkisini daha efendi bir kalkış yaptığınızda görüyorsunuz. Şaft demişken, düşük devirlerde şaftın sesi sizi rahatsız ediyorsa, etmesin, müzik gibi geliyor bir zaman sonra.

Su soğutmalı, 680cc motor (evet 700 değil), size trafik ışıklarındaki kalkışlarınızda, araçları geride bırakmanızı sağlayacak kadar gücü rahatlıkla sağlıyor. 3500 – 4000 devirlerde mırıl mırıl şehir trafiğinde gezinirken, gerek ani fren, gerekse ani kaçışlarda ya sıktığınız kadar duruyor, ya da çevirdiğiniz kadar hızlanıyorsunuz. Anlık sert tepkilerle karşılaşmadan, yolunuzda gidiyorsunuz. Bunu yaparken de “loud pipes, save lives” safsatası ile kendisini haklı çıkarmaya uğraşanlar gibi değil, düzgün bir motorcu gibi geziniyorsunuz.

Tüm hikayenin değiştiği yer ise şehirdışı yollar oluyor. 120 km gibi hızlarda, kaskınızın vizörü açık gezebileceğiniz seviyede bir rüzgar koruma, neredeyse bir araba konsolu kıvamındaki gösterge paneli, rahat oturuş pozisyonu, manevra güvenilirliği, 6000-6500 devirde elde edeceğiniz yüksek tork, Deauville ile yolculuğu keyifli kılıyor. 6. vites olmayan bir motorda, 6. vitesi pek de arayacağınızı söyleyemem, zira 170 km/saat hıza kadar olan konforlu alan, bu hızdan yukarı çıktığınızda biraz rahatsızlaşıyor, az da olsa titreşimle mücadeleniz başlıyor. Motor yüklü iken bu rakam 8-10 km/saat azalıyor haliyle. Sonuç olarak, ülkemizde uzun yollarda sürecekseniz, gerek asfalt kalitesi olsun, gerek yolların tasarımı olsun, bu hızlara çıkacağınız alanlar çok az, onlarda da emin olun sizi radar çevirmesi bekleyecektir. Bu sebeple, şu ana kadar yurtiçinde yaptığım seyahatlerde, bir kaç otoban sürüşü hariç, bu hızlara çıkma ihtiyacı hissetmediğimi söyleyebilirim.

Size Honda NT700V Deauville, bana Küheylan Fotor 156164201955341 214x300Tek depo ile 350 – 400 km menzil katedebileceğiniz bir yakıt tüketimi ile Deauville, bütçenizi de fazla zorlamayacaktır. Tabii, bileği kırıp, sürekli üst devirlerde kullanırsanız bu menzil azalıyor, yine de 6 aydır herhangi bir sürüşümde, benzinci aradığım gün olmadığını belirtmemde sakınca yok. Motorun asıl size keyif vereceği yerler ise, ana yollardan, tali yollara girdiğiniz zaman karşınıza çıkıyor. Kıvrımlı virajlı, rampalı dağ ve kıyı yolları, Deauville ile ilişkinizi pekiştirecek yerler olabilir. Zira arkada 17″ (150/70 ZR17 69W olması gerekiyor ancak 160 da kullanabiliyorsunuz), önde 12″ (120/70 ZR17 58W) lastikleri ile motorun ağırlığını hissetmeden, her tür virajda, sorunsuz ve keyifli bir sürüş yapıyorsunuz. Amortisörler üzerine düşen görevi sorunsuz yerine getiriyorlar, ayrıca motor yüklü ise arka amortisör ayarını da, motorda kolaylıkla yapmanız mümkün.

Bakım masrafı ve yedek parça konusunda Deauville, kendi yaşıtı diğer motorlar kadar “parçası zor bulunan” bir motor değil. Motor bloğunun Transalp devşirmesi olması ve Honda’nın başka modelleri ile benzer veya aynı parçaların kullanılması, motorunuzun tamiri ve bakımı konusunda sorun yaşama ihtimalinizi azaltacaktır. Lakin yan çantaların kilit sistemi başta olmak üzere bir kaç sıkıntılı parçası elbette var. Bunları da, Deauville Türkiye gibi sosyal medyada bulacağınız gruplarda öğreneceğiniz yollarla çözmeniz mümkün.

Şu anda Küheylan, 130bin kilometreyi geçmiş durumda, ve saat gibi çalışmaya devam ediyor. Ülkemizdeki geleneksel bilginin aksine, touring motorların kendini bulduğu süreç ilk 100bin kilometre olarak söylenebilir. Eğer motor bakımlı ise ömrünün de 300bin kilometreyi bulduğunu yurtdışındaki sahiplerinin toplandığı forum ve benzeri yerlerde rahatlıkla görebilirsiniz.

Deauville, Türkiye’de 2008 yılına kadar gelmiş bir motosiklet. Aslında Honda 2015 yılına kadar Avrupa’da satışına devam etti, ama bize bu seriden hiç gelmedi diye biliyorum. 2008 yılında ülkemizde yaşanan kriz (hani şu teğet geçen), bu motorun ülkeye gelmesini de etkilemiş. Global piyasada da, ilk çıktığı dönemde dolar-yen paritesi üretim maliyetlerini karşılamak için gereken fiyatı, klasmanında uygun bir fiyatta tutmaya yeterli iken, ilerleyen süreçte maliyetin artması ile Honda’nın bu modeli önce Amerika’dan çekmesine, ardından Avrupa’da da satışını durdurmasına neden olmuş. Gerçi 2020 yılında yeni bir Deauville modelinin geleceğinden söz edilse de, zaman bize ne gösterir bilinmez.

Sizin de ekleyeceğiniz bilgiler varsa, veya kafanızda sorular bulunuyorsa, yorum kısmında paylaşmaktan çekinmeyin. Tabii sosyal mecrada takip ederseniz, teşekkürü borç bilirim. Bir sonraki hikayede görüşmek üzere.

Paylaş:
Kategori:Genel, Manşet
Önceki Yazı
KTM Duke 390 ve uzun yol incelemesi…
Sonraki Yazı
Koronavirüs, motosiklete gümrük vergisi zamları ve troller…

3 Yorumlar

  • 5 Ocak 2020 - 11:08
    Mustafa A. T.

    Eski bir Deauville sürücüsü olarak yorumlarınıza katılıyorum. Uzun süre severek kullanılacak bir model Deauville, rahatlığı ve efendiliği ile özlediğim bir motosiklet olacak her zaman.
    Ben de deneyimlerimi şurada paylaşmıştım, belki diğer arkadaşlara faydası olur: https://www.motorhikayesi.com/honda-nt700v-deauville-2008-model/

    CEVAP
  • 3 Ağustos 2021 - 16:28
    Umut Bayraktar

    Bugün fark ettiğim bir motor sizin ve mustafa A. T’nin sürücü yorumlarını okudum. Aklıma yattı bende hızdan ziyade konfor taraftarıyım. Şuan piaggio xevo250 kullanıyorum. Sizce 2006-2007-2008 modelli bir araç hala alınır mı ? akılıma takılan sorular bunlar.

    CEVAP
    • 14 Ağustos 2021 - 15:08
      Yollar Beni Bekler

      Temiz ve bakımlı bir motor bulursanız, Deauville başınızı ağrıtmaz. Benimki 2008 model, şu an 147bin kilometrede, ve sadece geçen ay radyatörde sızıntı varken, kavurucu sıcakta Antalya’dan Akhisar’a getirdi beni. O derece diyeyim.

      CEVAP

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: